2010 yılıöncesinde çıkan ve FPS türü oyunlara yön veren yapımlar arasında kendine yer edinen Far Cry, 2004 yılında çıkmış olmasına rağmen kendine has detayları, teknolojik yenilikleri ve ilginç hikaye işleyişiyle hala önemini koruyor. Bu oyuna kadar adıünlü ekran kartı ve teknoloji firması NVIDIA için hazırladığı teknoloji demolarıyla anılan Crytek’in göz bebeği Far Cry serisi, Ubisoft’un ellerinde büyük farklılık kazanmaya devam ediyor. Seri şekilde ilerleyen ve ilk oyunun ardından seriden bağımsız “Spin Off” oyunlarla da oyunseverleri memnun eden Far Cry, milattan önce 10000 yılına döndüğü Ubisoft FarCry Primal ile oyuncuları yine avucunda tutmayı başarıyor. Mezolitik Çağ’da Avrupa’nın bilinmeyen bir yerinde bulunan kurgusal Oros Vadisi’nde geçen oyunda, Takkar isimli karakter yönetiliyor. Takkar, kabilesini yeniden kurma çabasındayken hem düşmanlara hem de doğada serbestçe dolaşan yabani hayvanlara karşı kendini korumaya çalışıyor. Doğal yöntemlerle elde ettiği silahlarla kendini koruyabilen Takkar, özel yeteneği sayesinde birçok hayvanı da evcilleştirebiliyor. Klasik Far Cry yapısındaki Ubisoft FarCry Primal, alabildiğine geniş haritada oyuncunun arzu ettiği gibi dolaşabilmesini mümkün kılıyor. Geniş harita, yalnızca yaya olarak değil, binek olarak da değerlendirilebilen hayvanlar sayesinde kolaylıkla gezilebiliyor. Binlerce yıl öncesinin yaban hayatının son derece başarılı bir şekilde modellendiği oyun, gece gündüz döngüsü sayesinde gerçekçiliğini en üst noktaya taşıyor. Ayrıca geceleri, yırtıcı hayvanlar nedeniyle Oros Vadisi, çok tehlikeli bir yer haline geliyor. Bunun için Takkar’ın her an tetikte olması ve güvenli alanlarda konaklaması gerekiyor. Hayvan çeşitliliği açısından da geniş olan yapımda mamutlardan mağara aslanlarına, İrlanda geyiklerinden yünlü gergedanlara kadar pek çok canlı türü bulunuyor. Far Cry 3 ve Far Cry 4’teki ileri karakol ele geçirme sistemi haricinde pek az şeyi aynen sürdüren oyun, geniş haritasının önceki oyunlarda olduğu gib